DEVA Partili Ekmen, söze başlarken Komisyon’un usul, esas ve metodolojisine ilişkin tespitlerde bulunmak istediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Komisyona üye veren tüm partiler — hatta üye vermeyenler bile — terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda burada. Silah, şiddet ve terörden arınmış bir Türkiye’yi destekliyoruz. Bu hedef doğrultusunda farklı fikir ve yöntemlere sahip olabiliriz ancak amaç birliği içerisindeyiz. Komisyonun oluşum sürecine baktığımızda, iktidar ve devlet kurumlarının öncelikle yasal düzenleme ihtiyacını görüyoruz. Burada birkaç kez vurguladığımız temel prensip şudur: Sürecin ihtiyacı yasal düzenlemeler ise toplumun ve milletimizin ihtiyacı ise normalleşme, demokratikleşme, özgürlüklerin genişlemesi ve hukuk devletinin güvence altına alınmasıdır. Bu bir çözüm süreci değil; sürecin çağırıcılarının da dediği gibi öncelikle bir barış sürecidir. Ömer Öcalan, İmralı’ya ilk ziyaretçilerden biri olarak, kamuoyuna şu notu aktardı: ‘Bana fırsat verilirse, bu meseleyi silah ve şiddet zeminden hukuk, siyaset ve demokrasi zeminine taşıyabilirim.’ Burada çözüm değil, silahsızlanma metot değişikliği vaadi var. Evet öncelikle fesih, silahsızlanma ve eve dönüş gibi konuları çözmeye odaklanırken, Cumhuriyetimizin yüz yıllık demokratikleşme, yapısal ve anayasal reform sorunlarına da güçlü şekilde eğilmemiz gerekiyor”
Komisyondaki AK Partili milletvekillerine seslenen Ekmen, “2013 yılında Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı demokratikleşme paketlerinden biri açıklandı. Bugün de bu görüşmeler sürerken sıkça dile getirdiğiniz demokratik reform ihtiyacını tek taraflı bir gündemle kamuoyuna taşır ve özellikle yargı alanındaki sorunlu uygulamalara son verirseniz, Komisyon asıl amacına çok daha rahat odaklanabilir. Zaman zaman muhalefet partilerinden bazı milletvekillerinin sözleri sizi rahatsız edebilir, ancak bilin ki bu konuşmalar, sürece duyulan güveni pekiştiriyor. Topluma şu mesajı veriyor: ‘Bu süreç sadece bir örgüt ve onun mensuplarıyla ilgili değil; devamında sadece Kürt meselesiyle de sınırlı değil. Bu süreç, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir hedefe yürümelidir.’ Bu nedenle, sürecin ilerleyebilmesi için iktidarın tek taraflı bir irade göstermesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Komisyon’a davet edilmesini istedikleri listeye dair de bilgi paylaşan Ekmen, şunları aktardı:
“Öncelikle ‘DDR’ konusuna katkı sunabilecek çok sayıda kurum bulunuyor. Barış Vakfı, MAZLUMDER, İHH ve Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı, Barış için toplumsal Girişim gibi örnekleri içeren kurumların listesini sunacağız. Aynı şekilde Cuma Çiçek, Vahap Coşkun, Ayşe Betül Çelik ve Ayşegül Devecioğlu gibi akademisyenlerin de yer aldığı bir başka listeyi de paylaşacağız.
Bunun yanında, özellikle şehit ve gazi aileleri başta olmak üzere, mağdur ya da taraf kabul edilebilecek kesimlerin de dinlenmesi kıymetlidir. Şehit ve gazi aileleri, sivil şehitlerimizin aileleri, Zorunlu göçe maruz kalmış aileler, Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneğinin faili meçhul vakalarla ilgili temas kurduğu aileler ile bölgede zor koşullarda görev yapmış ve yeni döneme kaygıyla yaklaşan korucuları temsilen sivil toplum temsilcilerinin de sürece dâhil edilmesini uygun buluyoruz. Ayrıca, hukuk ve mevzuat reformu başlığında 8 akademisyen, insan hakları ve hukuki reform alanında birçok akademisyen ve kurum, yönetim ve demokrasi konusunda 1 akademisyen ve 3 kuruluş, siyaset bilimi ve demokratikleşme alanında 2 kuruluş ve 6 akademisyen, hukuk alanında ise baroların özel olarak davet edilmesi gibi başlıklarda katkı sağlayabilecek kişi ve kurumları da listeliyoruz. Bu listeleri komisyona takdim edeceğiz.”
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 kesanhaberler.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.