Diyarbakır’ın tarihi çarşısında yarım asırlık el emeği hikayesi

Delal Keskin, 50 yıldır el emeği ürünler işlediğini ve gençliğinde bu geleneğin hikayesini Hibya Haber Ajansı'na anlattı.

Eskiden el işinin çok kıymetliydi olduğunu belirten Keskin, "Bu yörede el işi ürün ve çeyiz bir kültürdür. 13 yaşında şişi, tığı elime alıp kendime ilk patik örmüştüm. Sonra patik, hırka, yelek, çorap, lif, seccade, dantel işlemeye başladım. İşlediğim her ürünün türüne, boyutuna ve motifine göre tamamlanması 1 gün ile 1 ay arasında değişiyor. Her biri el emeği, göz nuru.” dedi.

Çeyizin Güneydoğu kültüründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Keskin, “Eskiden çok daha yaygındı. Beyaz eşyaların üzerine, evin görünmeyen dolaplarına dahi dantel serilirdi. Modern eşyaların çıkmasıyla kullanımı azalsa da hala tercih edenler var. El işi olduğu için kişiye özel olması, renk ve motiflerin farklılığı gençlerin de ilgisini çekiyor" diye konuştu.

Yapımı en zor ürünlerin kanaviçe olduğunu söyleyen Keskin, kanaviçenin düz kumaş üzerine işlendiğini, etaminden bu yönüyle ayrıldığını ifade etti. Yıllar içinde 4-5 sandık dolusu el işi ürettiğini dile getiren Keskin, 30 yaşında kendi dükkanını açarak hem geçimini sağladığını hem de genç kızlara ve kadınlara el işini öğrettiğini aktardı.

“Yaşlandıkça insan dünyaya bir şeyler bırakmak istiyor. Ben de 15-20 kızımıza bildiklerimi öğreterek bu kültürün devam etmesini istiyorum” diyen Keskin, görme sorunları nedeniyle artık eskisi kadar aktif olamadığını, ancak hala gençlere yardımcı olmaya devam ettiğini söyledi.